İklim değişimi, uzun dönemli sıcaklık, yağış, rüzgâr ve diğer hava koşullarındaki kalıcı değişimi ifade etmektedir. İklim değişikliği, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarının artması sonucu dünya genelinde ortalama sıcaklıkların yükselmesine ve hava olaylarında öngörülemez değişikliklere neden olmaktadır. Doğal süreçler (örneğin volkanik patlamalar, güneşin aktiviteleri) iklimde yaşanan değişimleri etkilerken, günümüzde gözlemlenen hızlı değişimin ana nedeni insan faaliyetleridir. Fosil yakıt kullanımı, ormansızlaşma ve sanayi süreçleri atmosfere sera gazları (karbondioksit, metan, azot oksitleri vb.) salarak dünya genelinde sıcaklık artışına neden olur.

Bu rapor, özellikle son on yılda sıklığı ve şiddeti artan ani ve aşırı hava olaylarını, küresel ölçekten başlayarak bölgesel ve yerel düzeyde ele almakta ve bu olayların ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarını incelemektedir. Raporumuzun temel amacı, Ekim 2024 ile Nisan 2025 arasındaki dönemde yaşanan aşırı ve ani iklimsel olayları detaylı olarak analiz etmek ve gelecekteki riskleri azaltmaya yönelik somut öneriler geliştirmektir.

Bu bilgi notları, “Seyhan İlçesinde Kırılgan Gruplar için İklim Dayanıklılığı Yönetim Sisteminin Geliştirilmesi: Belediye-STK İşbirliğinde Katılımcı Bir Yerel Yönetim Modeline Doğru” başlıklı proje kapsamında UNDP Türkiye’nin teknik ve finansal desteğiyle Kalkınma Atölyesi Kooperatifi ve Seyhan Belediyesi ortaklığında hazırlanmıştır. Proje kapsamında, Seyhan ilçesinde iklim değişikliğine bağlı ani ve aşırı hava olayları karşısında kırılgan gruplar olarak mevsimlik tarım işçileri ve küçük ölçekli çiftçiler temel hedef gruplar olarak belirlenmiştir.

Bu Bilgi Notu, Türkiye’de 2024 Kasım ayından 2025 Nisan ayına (5 ay) kadar gerçekleşen don ve dolu olaylarının tarımsal üretim üzerindeki zararlarını incelemektedir. Bilgi notunun temel amacı, bu hava olaylarının yaygınlığını, şiddetini, tarım sektörüne olan etkilerini ve bu etkilere karşı geliştirilen tepkileri analiz etmektir.

“Türkiye’de Demokratik Yerel Yönetişimin Geliştirilmesi için Sivil Katılımın Güçlendirilmesi Projesi” kapsamında uygulanan “Sivil Katılım Hibe Programı” Avrupa Birliği tarafından finanse edilmekte olup Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından uygulanmaktadır. Projenin faydalanıcısı Türkiye Belediyeler Birliği’dir. IPA II Sivil Toplum sektör lideri olarak Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı projenin lider kurumudur.Bu proje kapsamında uygulanan “Sivil Katılım Hibe Programı” ise sivil toplum kuruluşları ile yerel yönetimler arasındaki diyaloğu ve iş birliğini güçlendirmeyi ve böylece sivil toplumun politika ve karar alma süreçlerine yerel seviyede katılımını artırmayı amaçlamaktadır.

Anadolu’nun kalbinde, Torosların eteğinde, göller bölgesinde yer alan Beyşehir Gölü, sadece Türkiye’nin en büyük tatlı su göllerinden biri değil; aynı zamanda çevresindeki doğal, tarihi ve kültürel mirasın da taşıyıcısıdır. Beyşehir Gölü ve çevresi, binlerce yıldır suyun, toprağın ve insanın iç içe geçtiği bir yaşam alanı sunmuş; tarımdan balıkçılığa, sazlıklarından kuşlarına, köylerinden anıtlarına kadar eşsiz bir bütünlük sergilemektedir.
Bu fotoğraf albümü, Beyşehir Gölü’nün büyüleyici doğasını, zengin ekosistemini ve çevresindeki sosyal ve ekonomik yaşamı gözler önüne sermeyi amaçlamaktadır. Her bir fotoğraf, gölün yüzeyindeki ışık oyunlarından köylerdeki günlük yaşama, sazlıkların kuytularındaki kuşlardan göl kıyısındaki balıkçılara kadar birer tanıklık niteliğindedir. Hem doğanın hem insanın hem de tarihin izlerini taşıyan bu coğrafya, bir yandan bereketli tarımsal faaliyetlere ev sahipliği yaparken diğer yandan hassas su kaynaklarının ve kırılgan ekosistemlerin korunması gerekliliğini hatırlatıyor.

2023 yılında Türkiye'de meydana gelen depremlerin ardından milyonlarca ton moloz, çelik geri dönüşüm ekonomisinde beklenmedik bir patlama yarattı. Ancak bu felaket ekonomisi, çoğu Suriyeli mülteciler, kadınlar ve yaşlılardan oluşan, korumasız ve sözleşmesiz çalışan, görünmez, kayıt dışı işgücüyle büyüyor. Asbestle kirlenmiş molozlar da dahil olmak üzere tehlikeli atıklar doğal rezervlerin yakınına dökülerek uzun vadede halk ve çevre sağlığını tehdit etmektedir. Sağlığa ve dayanıklılığa kârdan daha fazla öncelik vermek için insan, hayvan ve çevre refahını birbirine bağlayan kapsayıcı bir Tek Sağlık yaklaşımına acilen ihtiyacımız var.

Ambalajlı su tüketimi kırsal alanlarda bile yaygınlaşmış, milyarlarca plastik ya da cam şişe ve damacana için büyük bir pazar yaratılmıştır. Bu rapor ambalajlı su üretimi ve bunun piyasası üzerine genel bir değerlendirme yapmakta, sektörün yarattığı sorunlara dair çözüm önerileri sunmaktadır.

Ambalajlı su tüketimi kırsal alanlarda bile yaygınlaşmış, milyarlarca plastik ya da cam şişe ve damacana için büyük bir pazar yaratılmıştır. Bu rapor ambalajlı su üretimi ve bunun piyasası üzerine genel bir değerlendirme yapmakta, sektörün yarattığı sorunlara dair çözüm önerileri sunmaktadır.

Susuzluk ve Yoksulluk Projesi su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir  kullanımı yoluyla kırsal ve kentsel toplulukların yaşam koşullarını iyileştirmeyi hedeflemektedir. 
Bu proje, susuzluk ve yoksullukla mücadele ederek, toplumsal eşitsizlikleri azaltmayı ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Proje kapsamında gerçekleştirilecek çalışmalar, su kaynaklarının korunması ve toplumun bilinçlendirilmesi yoluyla uzun vadeli çözümler sunacaktır.

Türkiye’de makro ekonomik gelişme ve buna bağlı olarak bölgesel kalkınma konusunda önemli sorunlar yaşanmaktadır. Üretim, hizmet, yatırım, istihdam, finansman, ihracat, nitelikli iş gücü, teknoloji, verimlilik, firmaların kurumsallaşması temel sorunları oluşturmaktadır. Türkiye’de üretimin, hizmetin ve istihdamın çok büyük bir kısmı küçük ve orta ölçekli işletmeler sayesinde gerçekleştirilmektedir. Bu işletmelerin önemli bir kısmı da özellikle uluslararası markalara, büyük firmalara fason veya taşeron şeklinde üretim yapmakta, hizmet vermektedir. Bu makro sorunlar aynı zamanda bölge ve il düzeyine de farklı şekillerde kendini göstermektedir. 

"Rüzgâra Karşı Bir Ömür: Sosyal Kalkınma", Ayşe Kudat’ın hayatını ve mesleki yolculuğunu anlatıyor. Kitap, Kudat’ın çocukluk yıllarından başlayarak akademik hayatını, Afrika’daki deneyimlerini, Dünya Bankası’ndaki çalışmalarını ve sosyal değerlendirme alanındaki katkılarını ele alıyor. 

Konya Kapalı Havzası'nda kuraklık ve susuzluğun yarattığı yoksulluk ve eylemsizlik üzerine yaphılan saha çalışmasının sonuçları

Deprem öncesinde mevcut sorunlarıyla mücadele içinde olan mevsimlik tarım işçileri, deprem sonrasındaki zorlu süreçte hem fiziksel hem de duygusal anlamda daha da fazlasını yüklenmişlerdir. Özellikle gençler ve yaşlılar, bu sürecin yarattığı psikolojik etkilere karşı daha hassaslardır. Bu çalışmadaki amacımız hem genç hem de yaşlı tarım işçilerinin, acil durumlarda yaşadıkları zorlukların daha iyi anlaşılmasına ve bu zorluklara uygun çözümler üretilmesine yardımcı olmaktır. Buradan yola çıkarak rehberde depremin psikolojik etkileri, ruh sağlığı sorunlarının belirtileri, destek mekanizmaları ve farklı yaş gruplar için özelleşen öneriler gibi konulara yer verilmiştir. Ayrıca, kültürel hassasiyet ve toplumsal dayanışmanın önemi vurgulanmıştır.

Bu belge, Institute for Human Rights & Business (IHRB) tarafından yayımlanan “RANA PLAZA 10 YEARS ON: LESSONS FOR HUMAN RIGHTS AND BUSINESS” adlı raporun Türkçe çevirisidir. Bu çeviri, IHRB’nin izni ile Kalkınma Atölyesi Kooperatifi tarafından hazırlanmıştır. 

Valiliklerce, mevsimlik tarım isçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde; eğitim ve sosyal faaliyetleri ile işçilerin temel ihtiyaçlarını giderebilecekleri ortak kullanım alanları olan, iklim şartlarına uyumlu, emniyetli, ekonomik, estetik ve fonksiyonel, prefabrik, betonarme ya da çelik iskeletli, yeterli büyüklükte bir geçici ortak kullanım merkezi ile elektrik, su ye kanalizasyon alt ve üst yapısı bulunan geçici yerleşim alanlarının oluşturulması sağlanacaktır.

Turkish Philanthropy Funds(TPF) teknik ve finansal desteği ile yürütülecek bu proje 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen mevsimlik tarım işçilerinin iyi olma hallerini ve psikolojik dayanıklılıklarını artırmayı, gündelik hayata dönüşlerine yardımcı olmayı ve destek faaliyetleri yoluyla kırılganlıklarını en aza indirmeyi amaçlar.

Sizlerle paylaştığımız bu bilgi notu özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri hem kendi üretim süreçlerinde hem de hammadde tedarik ettikleri işletmelerde insan haklarının sağlanmasına yönelik bilgilendirmeyi amaçlamaktadır. Bu bilgi notu sizlere genel hatlarıyla bir yol haritası sunmakta, işletmelerinizin bu sürece hazırlanmasına katkı vermeye çalışmaktadır.

Tony’s’in hikayesi bizleri çok etkiledi. Yaptıklarını okudukça, izledikçe, öğrendikçe şirket hakkında daha fazla araştırmaya, daha fazla incelemeye başladık. Kalkınma Atölyesi ekibi olarak iş dünyası ve insan hakları kapsamında gerçekleştirdiğimiz bilgilendirmelerde, eğitimlerde, konferanslarda şirketin yaptıklarından, başarılarından, süreçlerinden söz ettik. Tedarik zincirinin adil ve eşitlikçi olması için faaliyetlerini paylaştık. Şirketin bunu mümkün kılan çalışmalarından, çabalarından söz ettik. Kurduğu açık ve izlenebilir tedarik zincirini, faaliyetlerinin şeffaflığını, yaşam ücretini, yetiştiricilerin örgütlenmesine verdikleri desteğini, onlara ve çocuklarına sağladığı katkılarını, hem kar edebildiklerini hem de üretimin bütün aşamalarında insan haklarının sağlanabileceğini anlattık.

Bu rapor, Eylül 2022’de elektrik çarpması sonucu hayatını kaybeden, 10 yaşındaki Suriyeli göçmen Emira’nın hatırasına adanmıştır. Genç yaşta Suriye’deki iç savaştan kaçan Emira, hayatının son üç yılını Tabaklar geçici çadır yerleşim alanında geçirdi. Geçici çadır yerleşim alanlarındaki birçok diğer çocuk gibi, Emira’nın kardeşleri de hâlâ çıplak ayakla elektrik tellerinin üzerinde oyun oynamaya devam ediyor.

Yüzyılın felaketi olarak adlandırılan, 6 Şubat 2023’te Türkiye’nin Güneydoğu illerini etkileyen iki büyük deprem Türkiye ve Suriye’nin geniş bir bölgesinde önemli hasara yol açmıştır. Türkiye’de 50 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş ve 11 ilde yaklaşık 38 bin bina yıkılmıştır (AFAD, 2023).